Türk Medline
Dokran

DOĞUM SIRASINDA YENİDOĞAN RESÜSİTASYONÜ

BELGİN YAVAŞCAOĞLU, OYA KUTLAY

Anestezi Dergisi - 2001;9(2):75-86

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD

 

Yenidoğan resüsitasyonu, aşağıda belirtilen prensipleri içermelidir; her doğumda resüsitasyonda deneyimli, eğitimli personel ile gerekli yeterli malzeme hazır bulunmalıdır. Yenidoğanların % 10'dan daha az bir kısmında, kuvvetli ağlama ve düzenli solunum, 100 vuru dk-1'dan fazla kalp hızı, iyi renk ve kas tonusu sağlanması için aktif resüsitasyon girişimlerine gereksinim duyulur. Amniyotik sıvıda mekonyum bulunduğunda, doğum sırasında baş çıkımda iken hipofarinks aspire edilmelidir. Mekonyumlu yenidoğanın solunum, kalp hızı ve kas tonusu yok ya da deprese ise rezidüel mekonyum trakeadan aspire edilmelidir. Isı kaybı önlenmelidir. İlk olarak ventilasyon sağlanmalıdır. Stimulasyon ile spontan solunum hemen başlamaz ve/veya kalp hızı 100 vuru dk-1'dan az ise, oksijen ile yeterli inspiryum ve etkin toraks hareketleri gözlenerek yeterli asiste ventilasyon sağlanmalıdır. Otuz saniye süre ile yeterli asiste ventilasyona karşın, kalp hızı sıfır veya 60 vuru dk-1'dan az ise, toraks kompresyonlarına başlanmalıdır. Koordine toraks kompresyonları: ventilasyon oranı 3:1 ve her dakikada 120 kez toraks kompresyonu ve ventilasyon olacak şekilde olmalıdır (bir dakikada yaklaşık 90 toraks kompresyonu ve 30 ventilasyon). Otuz saniye süre ile yeterli asiste ventilasyon ve toraks kompresyonuna karşın, kalp hızı sıfır ya da 60 vuru dk-1'dan az ise adrenalin intravenöz veya intratrakeal verilmelidir. İlaç tedavisi ve bakım, resüsitasyon sonrası yenidoğan yoğun bakımında devam etmelidir.