Türk Medline
Dokran

ENFEKSİYONUN POZİTRON EMİSYON TOMOGRAFİ İLE MOLEKÜLER GÖRÜNTÜLEMESİ: FLORODEOKSİGLİKOZ DIŞINDAKİ AJANLAR

CHRİSTOPHER J PALESTRO

Nükleer Tıp Seminerleri Dergisi - 2016;2(2):71-78

Hofstra Northwell Faculty of Medicine, Department of Radiology Hempstead, New York, USA

 

F-18 florodeoksiglikoz (FDG) işaretli pozitron emisyon tomografi (PET) enflamatuvar ve enfeksiyöz hastalıkların tanısında çok değerli bir yöntemdir. FDG, malign ve benign neoplazilerde olduğu kadar pek çok nonenfeksiyöz enflamatuvar durumda da tutulum gösterebildiğinden nonspesifik bir ajandır. PET ile yapılan çalışmaların tek foton emisyonu yapan radyofarmasötiklerle yapılanlara oranla pek çok avantajı vardır. Enfeksiyon görüntülemede spesifik ya da en azından FDG’den daha spesifik PET radyofarmasötikleri geliştirmek için yoğun çabalar sarf edilmiştir. Bunlardan ilki FDG ile otolog lökösitleri işaretlemeye dayalı prosedürdür. Araştırmalar FDG ile işaretli lökositlerin tek başına FDG’ye oranla spesifitelerinin daha yüksek ve sonuçlarının In-111 işaretli lökositlerle benzer olduğunu gösterse de bu testle ilgili sıkıntılar bulunmaktadır. İşaretleme etkinliğindeki ve FDG stabilitesindeki değişkenlikler, F-18’in kısa yarılanma ömrü (110 dakika) ve in vitro işaretleme prosedürünün kendisi bu prosedürün limitasyonlarıdır. İşaretleyici olarak Cu-64 kullanılması işaretleme etkinliğini ve stabilitesini iyileştirse de bununla ilgili yapılmış klinik çalışmalar bulunmamaktadır. Cu-64 nötrofil spesifik peptid ile klinik öncesi çalışmalarda umut verici sonuçlar alınmış olsa da bu ajanla yapılmış klinik çalışmalar yoktur. Radioiyodinize timidin analoğu olan fialuridin (FIAU) ile ilgili spesifik bir enfeksiyon görüntüleme ajanı olabileceğine dair çalışmalar yapılmıştır; preklinik veriler ve I-124 FIAU PET/bilgisayarlı tomografi ile yapılan pilot çalışmanın sonuçları oldukça umut verici olmuştur. Ancak devamında protez enfeksiyonları ve diyabetik ayak osteomiyeliti ile ilgili çalışmalarının sonuçları hayal kırıklığı yaratmıştır, bu nedenle bu ajanın geleceği belirsizdir. Ga- 68’in enfeksiyon görüntülemedeki rolü de araştırılan bir diğer konudur. Ga-68 sitrat, Ga-67’nin pek çok dezavantajının üstesinden gelse de spesifitesi oldukça düşüktür. Bu nedenle araştırmacılar Ga-68’i sideroforlar ve peptidler ile birleştirerek bu ajanı daha spesifik hale getirmeye çalışmaktadırlar. Bu ajanlarla yapılmış klinik öncesi çalışmaların sonuçları umut verici olmakla birlikte enfeksiyon görüntülemedeki önemini ispatlayacak klinik çalışmalar gerekmektedir.