Türk Medline
Dokran

ROMATOİD ARTRİT

EMRE SAYGILI, GÜLEN HATEMİ

Sendrom - 2010;22(4):33-42

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları AD

 

Romatoid artrit(RA), bir çok eklemi aynı anda tutabilen, kronik seyirli, etiyolojisi bilinmeyen, sistemik iltihabi bir otoimmün hastalıktır. Toplumdaki sıklığı yaklaşık % 1 civarındadır. Patogenezinde hem hümoral hem de hücresel bağışıklık mekanizmalarının rol oynadığına ilişkin birçok kanıt vardır. Klasik olarak RA, küçük eklemleri tutan simetrik bir poliartrit olarak tanımlansa da omuz, dirsek, diz gibi büyük eklemleri de sık olarak etkilemektedir.En sık ve en erken tutulan eklemler,metakarpofalengeal (MKP) eklemler, proksimal interfalengeal (PİF) eklemler ve el bileği eklemleridir. Klinik olarak dikkati çeken bulgular daha çok eklemlere ait bulgular olsa da hastalarının yaklaşık % 40‘ında hastalıklarının bir döneminde eklem dışı tutulum bulguları görülür. Cilt altı nodülleri, akciğerde interstisyel tutulum ve pulmoner nodüller, erken ateroskleroz ve koroner arter hastalığı, perikardit, keratokonjunktüvitis sika, tuzak nöropatileri, Felty sendromu, romatoid vaskülit, vaskülite bağlı cilt ülserleri ve mononöritis multipleks, amiloidoz ve osteoporoz romatoid artritte ortaya çıkabilen eklem dışı komplikasyonlardır. Romatoid artritli hastaların %85‘inde romatoid faktör (RF) olarak adlandırılan bir otoantikor bulunur Son zamanlarda erken RA tanısında romatoid faktörden daha özgül olan anti CCP (anti siklik sitrüllenmiş peptid) antikorlar tanımlanmıştır. Anti CCP varlığı, tanıda yardımcı olması yanında daha ağır ve erozif gidişli bir hastalığa işaret etmesi açısından da önemlidir. RA tedavisinin önemli amacı ağrı ve rahatsızlığın azaltılması, deformite ve eklemlerde işlev kaybının önlenmesidir. Bu yazıda romatoid artritin klinik ve laboratuar bulguları, tanı ve tedavi için anahtar noktalar güncel veriler ışığında özetlenmeye çalışılmıştır.