Türk Medline
Dokran

TİP 2 DİABETES MELLİTUS HASTALARINDA BİLİŞSEL FONKSİYONLAR VE POLİNÖROPATİ İLİŞKİSİ

SİBEL MUMCU TİMER, EMİN TİMER, NİHAN PARASIZ YÜKSELEN, MÜNEVVER ÇELİK GÖKYİĞİT

Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni - 2020;54(1):41-46

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye

 

Amaç: Tip 2 Diabetes Mellitus (DM)’un hafif bilişsel bozukluk (HBB), Alzheimer hastalığı ve vasküler demans için bir risk faktörü oluşturduğu bilinmektedir. Ancak Tip 2 DM’nin kognitif fonksiyonlarda bozulmaya öncelikle hangi patofizyolojik mekanizmalarla yol açmaya başladığı ve bu bozulmanın DM’nin hangi döneminde başladığı henüz bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı diabetik polinöropatili hastaların bilişsel işlevlerini, polinöropati saptanmayan kontroller ile, Standardize Mini Mental Test (SMMT) ve Montreal Bilişsel Değerlendirme Ölçeği (MOBİD) kullanarak karşılaştırmak ve polinöropati varlığının bilişsel bozukluk gelişiminde öngörücü bir faktör olup olmayacağını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Merkezimiz EMG laboratuvarına polinöropati ön tanısı ile Ocak 2014 ve Ocak 2015 tarihleri arasında yönlendirilen Tip 2 DM tanılı hastalar çalışmaya dahil edildi. Elektrofizyolojik incelemeleri yapılan hastalar polinöropati varlığı açısından değerlendirildi. Polinöropati bulguları saptananlar hasta grubunu, polinöropati saptanmayanlar ise kontrol grubunu oluşturdu. Tüm olgulara SMMT ve MOBİD uygulandı. Çalışmaya alınan hastaların demografik verileri, eğitim süreleri kaydedildi. Hipertansiyon, koroner arter hastalığı varlığı sorgulandı. Şikayetleri, hastalık süreleri, almakta oldukları tedaviler sorgulandı, son 3 ay içindeki glikozile hemoglobin (HBA1C) değerleri ve muayene bulguları kaydedildi. Hasta ve kontrol grubu istatistiksel yöntemlerle kıyaslandı. BULGULAR: Çalışmamıza dahil olan 81 hastanın 34’ünde(%42) elektrofizyolojik olarak polinöropati varlığı gösterilmiştir. Polinöropati saptanan grupta, polinöropati saptanmayan gruba kıyasla yaş, hastalık süresi, HBA1C ortalamaları daha yüksekti (sırasıyla; p=0, 024, p=0, 000, p=0, 016). Ancak iki grubun SMMT ve MOBİD puanları arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı. Her iki grupta da SMMT kesme değeri 24’ün altında puan alan hasta saptanmadı. Polinöropatili gruptaki 34 hastadan 17’sinin(%50), kontrol gruptaki 47 hastadan 19’unun(%40, 4) MOBİD kesme değeri 21’in altında puanlar aldığı görüldü. İki grup arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı. Tüm DM hastalarının ortalama MOBİD değeri MOBİD kesme değeri olan 21 olarak tespit edildi. Ayrıca tüm Tip 2 DM hastalarında bilişsel bozukluğu etkileyen faktörler lojistik regresyon analizi ile değerlendirildiğinde eğitim süresinin bilişsel bozukluğu etkileyen bağımsız faktör olduğu saptandı (OR=8, 167; p=0, 001). SONUÇ: Çalışmamızda, polinöropatisi olan ve olmayan Tip 2 DM hastalarının SMMT ve MOBİD ile değerlendirilen bilişsel test skorları arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmamıştır. Ancak çalışmamızın kesitsel olması bu konuda yorum yapmamıza engeldir. Polinöropati varlığının Tip 2 DM’de bilişsel bozukluk gelişiminde öngörücü faktör olup olmayacağını aydınlatabilmek için daha geniş örneklem grubuna sahip ve uzun erimli izlem çalışmalarına ihtiyaç vardır. Ayrıca periferik nörolojik tutulum bulguları izlenmese de, Tip 2 DM’li hastalarda MOBİD kesme değerine göre düşük skorlar saptanabileceği ve Tip 2 DM popülasyonunda MOBİD’in eğitim düzeyinden etkilenebileceği gösterilmiştir.