MUSTAFA ALDEMİR, KORAY AĞRAŞ, EMRAH OKULU, ÖNDER KAYIGİL, ÖMÜR ATAOĞLU
Urology Research & Practice - 2008;34(4):483-485
Mesanenin değişici epitel hücreli kanseri (DEHK) çocukluk yaş grubunda oldukça ender görülmektedir. Geniş serileri içeren çalışmalardan elde edilen verilere bakıldığında genelde bu tümörlerin düşük malinite ve nüks potansiyeline sahip olduklarını görmekteyiz. Mesane DEHK tanılı 25 çocuk hastayı içeren bir derlemede bunların sadece %3‘ünde lamina propria invasyonu olduğu görülmüştür. Bu çalışmada 9 yaşında tanı konulan mesanenin Ta düşük dereceli DEHK olgusu takdim edilecektir. Ağrısız idrarında kan gelmesi şikayetiyle polikliniğimize başvuran hastaya yapılan idrar tahlilinde çok sayıda kan hücresi görüldü. İdrar kültüründe üreme olmadı. Yapılan ultrasonografisinde mesane sağ yan duvar-taban bileşkesinde mesane lümenine uzanım gösteren 12, 2x7, 7 mm boyutunda papiller lezyon saptandı. Genel anestezi altında yapılan sistoskopisinde tariflenen lezyonun sağ orifisin hemen üstünde papiller karakterde olduğu görüldü ve aynı seansta transüretral rezeksiyonu (TUR) yapıldı. Başka lezyona rastlanmadı. Patolojik incelemesinde lamina propria tutulumu göstermeyen derece 1 değişici epitel hücreli kanser (TaG1) saptandı. Bu olguda etiyolojik etken olarak sigara, radyasyon ve kemoterapötiklere maruz kalma, daha önceden geçirilmiş kanser öyküsü, ailede kanser öyküsü araştırıldı ve anlamlı bir bulguya rastlanmadı. Sonuç olarak hematüri ile gelen çocuk yaş grubu hastalarda mesane tümörü de olabileceği akılda tutulup tam bir değerlendirme yapılması önerilmektedir. Bizim olguda olduğu gibi erken tanı sayesinde çocukluk yaş grubu mesane tümörlerinde çoğu kez tek başına TUR tedavide yeterli olmaktadır. Her ne kadar bu yaş grubu kanserler düşük evreli ve düşük nüks potansiyeline sahip olsa da beş yıl süresince nüks açısından sıkı izlenmeleri gerekmektedir.
