Türk Medline
Dokran

UTERİN LEİOMYOSARKOMLARDA C-KİT POZİTİFLİĞİ İLE BCL-2 ARTIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİ

BÜLENT ÖZÇELİK, HÜLYA AKGÜN, İBRAHİM S SERİN, MUSTAFA BAŞBU, MEHMET TAYYAR

Türk Jinekolojik Onkoloji Dergisi - 2004;7(2):59-65

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, KAYSERİ

 

Amaç: Bir proto-onkogen olan C-kit, transmembran tirozin kinaz (KİT) reseptörünü kodlar. Bu reseptör bir kök hücre faktörü olan bağlayıcı proteini ile birlikte, pek çok dokuda hücre gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Özellikle hemopoetik kök hücrelerinde KİT reseptörlerinin uyarılması, bcl-2 artışı ile bu hücreleri apoptosisten korumaktadır. Çalışmamızda uterin leiomyosarkomlardaki (LMS) C-kit pozitifliğinin araştırılması ve bu durumun bcl-2 artışı ile olan ilişkisinin tespiti amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Patoloji arşivinden LMS tanısı almış 10 vaka ile leiomyom (LM) tanısı almış 10 vakanın blokları çıkartıldı. LM tanılı vakaların normal miyometriumlarından da preparat hazırlanarak 3 grup oluşturuldu. Preparatlar bcl-2 için fare monoklonal antikor, anti-human CD117, c-kit için poliklonal tavşan antikoru ile boyandıktan sonra antikor tespitleri avidin biotin immunoperoksidaz metodu ile yapıldı. Bcl-2 ve C-kit için boyanma yoğunluğu 1+, 2+, 3+ şeklinde değerlendirildi. C-kit için boyanma yaygınlığı bölgesel (%10-30) orta (%30-60) ve yaygın (>%60) olarak yorumlandı. Bulgular: LMS, LM ve miyometriyumda C-kit pozitifliği sırası ile 6 (%60), 1 (%10) ve 0 (%0) olarak tespit edildi. Gruplar Ckit yönünden değerlendirildiğinde boyanmanın anlamlı olduğu görüldü (X2 değeri=1.9, p<0.01). Bcl-2 pozitifliği açısından gruplar arasında herhangi bir fark yoktu. C-kit ile bcl-2 pozitifliği arasındaki ilişki değerlendirildiğinde LMS grubunda orta düzeyde bir ilişki olduğu ancak farkın anlamlı olmadığı saptandı (r=0.583 p=0.077). Sonuç: LMS‘larda anlamlı bir C-kit pozitifliği tespit edilmiş olmasına rağmen bu durumun bcl-2 ile ilişkisi anlamlı bulunmamıştır. Tedavisi konusunda büyük problemlerle karşılaştığımız uterin sarkomlarda, KİT reseptör inhibitörleri ve bcl-2‘ye yönelik sensitivite artırıcı bileşikler gibi yeni tedavi modalitelerini uygulayabilmek için bu ilişkinin daha geniş gruplarda ve farklı sarkom tiplerinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.