Türk Medline
Dokran

AİLE DESTEĞİ YA DA DENETİMLİ SERBESTLİK KARARI SONUCU TEDAVİ MERKEZİNE BAŞVURAN MADDE KULLANIM BOZUKLUĞU OLAN ERGENLERİN KLİNİK, SOSYODEMOGRAFİK FARKLILIKLARININ BELİRLENMESİ VE DENETİMLİ SERBESTLİK OLGULARINDA AYIKLIĞI SAĞLAMADA ÖNGÖRÜCÜ FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

ZEKİ YÜNCÜ, REZZAN AYDIN, CAHİDE AYDIN, BURCU ÖZBARAN, SEZEN KÖSE

Nöropsikiyatri Arşivi - 2016;53(2):130-135

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, İzmir, Türkiye

 

Amaç: Bu çalışmanın iki amacı vardır. Bu çalışmanın ilk amacı, aile desteği ya da denetimli serbestlik kararı sonucu tedavi merkezine başvuran madde kullanım bozukluğu olan ergenlerin bazı temel klinik ve sosyodemografik farklılıklarının belirlenmesidir. Bu çalışmanın diğer amacı ise denetimli serbestlik tedavi sürecini başarı ile tamamlayan ergenlerde ayıklığı sağlamada öngörücü faktörlerin belirlenmesidir. Yöntemler: Bu çalışmanın evreni 2005-2013 yılları arasında bir ergen madde bağımlılığı merkezine, aile desteği ile gelen ya da denetimli serbestlik bürosunca yönlendirilen 19 yaşından küçük olgulardan oluşmaktadır. Bu iki grup yaş, maddeyi ilk deneme yaşı, tedaviye başvurma yaşı, cinsiyet, kullandıkları maddeler, eğitim süresi, çalışma öyküsü, sokak yaşantısı gibi sosyodemografik özellikler açısından incelenmiştir. İstatistiksel analiz için SPSS 18.0 programı kullanılmıştır. Bulgular: Tedavi merkezine aile desteği ile gelen olgularda eğitim süresinin denetimli serbestlik (DS) olgularına göre daha uzun olduğu (p<0, 0001), önceden tedavi olma, annenin sağ olma ve sokak yaşantısı öyküsünün olma oranı daha sık olduğu (sırasıyla p değerleri: <0, 0001; =0, 010; =0, 027; <0, 0001), çalışma öyküsünün ise DS olgularında yüksek olduğu saptandı (p<0, 0001). Madde tercihleri açısından, aile desteği ile gelenlerde ekstazi, alkol, inhalan ve uçucu madde kullanımının daha sık olduğu saptandı (sırasıyla p=0, 018; 0, 001; <0, 0001). Buna karşın esrar kullanımı DS olgularında daha sık olarak bulundu (p<0, 0001). Tedavi sürecini başarılı tamamlayan DS olgularının, ebeveynlerinin evli olma oranının daha yüksek olduğu (p=0, 008) ve eğitim sürelerinin daha uzun olduğu (p=0, 004) belirlendi. Tamamlanmış eğitim süresi fazla ise, çoğul madde kullanımı yoksa ve alkol kullanma öyküsü yoksa denetimli serbestlik tedavi sürecinin başarıyla tamamlanabileceği tahmin edilebilir (R2=0, 176; p<0, 0001). Sonuç: Bu çalışmada değerlendirmeye alınan olguların tedaviyi tamamlama oranı erişkinlik dönemine göre daha yüksektir. Yapılan çalışmalarda, DS sisteminde tedavinin etkililiğine ilişkin sonuçlar tutarsızdır. Bu tutarsızlık tedavi sürecinde, yasal zorunluluktan başka sosyoekonomik faktörler gibi farklı şartlara sahip olunmasından kaynaklanabilir.