AYLA GÖKMEN, ENDER SOYDAN, ZAFER GÖKGÖZ, OZAN ÖZKUMUR, ŞAHİKA ŞEN, ÖNDER ARSLAN, MUHİT ÖZCAN
Türkiye'de Lösemi Lenfoma Miyelom Araştırmaları Dergisi - 2019;3(3):51-54
Amaç: Akut miyeloid lösemi (AML) hastalarında, hastalığa ve nakil öncesi hastalık durumuna bağlı olarak değişmekle birlikte kök hücre nakli sonrası nüksler en önemli tedavi başarısızlığı sebebidir. Allojeneik kök hücre nakli sonrası nüks AML hastalarında standart bir tedavi yaklaşımı olmayıp prognoz kötüdür. Allojeneik kök hücre nakli sonrası nüks etmiş AML hastalarında remisyon sağlanabilmesi amacıyla kliniğimizde uygulanmış etoposid, mitoksantron ve sitarabin (EMA) intensif kemoterapi sonuçları retrospektif olarak incelenmiştir. Hastalar ve Yöntem: Medicana International Ankara Hastanesi’nde allojeneik kök hücre nakli sonrası nüks nedeniyle 2015-2018 yılları arasında hematoloji kliniğinde EMA ile kurtarma tedavisi verilmiş olan 16 yüksek riskli AML hastası retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Allojeneik kök hücre nakli sonrası nüks olan 16 AML hastasından 7 (%43.7)’sinde tedavi sonrası tam remisyon elde edilmiştir. Tüm hastalarda grade 4 nötropeni ve trombositopeni, nötropenik ateş gözlenmiştir. Beş (%31.3) hasta tedavi sırasında enfeksiyöz komplikasyonlar nedeniyle kaybedilmiştir. Tam remisyon sağlanan yedi hastaya verici kaynaklı hücresel tedaviler ile devam edilmiş ve bu hastalarda bir yıllık toplam sağkalım %57 olarak saptanmıştır. Sonuç: Allojeneik kök hücre nakli sonrası hastaların bir kısmında verici hücre temelli tedaviler ile uzun süreli sağkalım sağlanabilir. Ancak tolere edebilecek hastalarda öncesinde sitoredüktif tedavi ile remisyon sağlanması sağkalımı olumlu etkileyebilir. Ardışık intensif EMA kemoterapi rejimi remisyon sağlamak için etkin bir tedavi seçeneği olabilir.