MEHTAP ERTEKİN, FERDA EVİN, İLKAY AYRANCI
Osmangazi Tıp Dergisi - 2024;46(6):972-980
Anormal uterin kanama (AUK), uterus korpusundan süre, miktar, sıklık ve/veya düzen açısından anormal olan kanama olarak tanımlanır. Adölesan dönemde en sık karşılaşılan jinekoendokrinolojik problemdir. Çalışmamızda AUK olan 40 adölesanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hemoglobin 10-12 gr/dL hafif AUK; hemoglobin 8-9,9 gr/dL orta AUK; hemoglobin <8 gr/dL ağır AUK olarak sınıflandırıldı. Olguların yaş ortalaması 14,38±2,1 (11-17,8) yıldı. Olguların ortanca menstrual siklus aralığı 25 (10-45) gün, ortanca kanama süresi 10 (4-35) gün, ortalama ped sayısı 6,2 ped/gün idi. Olguların %17.5’inde (n=7) ağır AUK, %20’sinde (n=8) orta AUK, %62,5’inde (n=25) hafif AUK mevcuttu. 2 (%5) olguda hafif Von Willebrand Hastalığı saptandı. Kanama etiyolojisinde saptanan en sık etken anovulasyondu (n=34). Hafif AUK olan olgularda kanamaya yönelik tedavide ilk seçenek olarak non-steroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) başlandı. Orta AUK olan adölesanlara (n=8) ve hafif AUK olup NSAİİ ile kanamaları kontrol altın alınamayan olgulara (n=6) 3mg drospirenon ve 30 mcg etinilöstradiol içeren kombine oral kontraseptif (KOK) başlandı. Bu olguların kanamaları KOK ile kontrol altına alındı. Ağır AUK olan olgulara, 3mg drospirenon ve 30 mcg etinilöstradiol içeren KOK günde 2-3 tablet olacak şekilde başlandı. Bu olguların kanamalarının kontrol altına alınamaması nedeniyle tedavilerine traneksamik asit oral olarak eklendi. Ağır AUK olan tüm olgularda kombine tedavi ile kanamalar kontrol altına alındı. Sonuç olarak; adölesan dönemde aşırı ve uzun süreli kanama sadece jinekolojik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir sorundur. Bu nedenle hastalar çocuk endokrinoloji ve çocuk hematoloji tarafından kapsamlı olarak değerlendirilmeli ve tedavileri multidisipliner olarak planlanmalıdır.