Türk Medline
Dokran

ARICILARDA ARI ÜRÜNLERİNE MARUZİYET İLE ALLERJİ, İNFLAMASYON VE ENFEKSİYON İLİŞKİLİ DURUMLARIN ARAŞTIRILMASI

HÜLYA NAZİK, MÜNİRE TURHAN, TUBA TÜLAY KOCA, MEHMET KAMİL MÜLAYİM, PERİHAN ÖZTÜRK, SELÇUK NAZİK

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi - 2018;13(2):34-37

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar AD, KAHRAMANMARAŞ

 

Giriş: Arıcılık bazı gelişmekte olan ülkelerde, tarım alanında önemli bir istihdam şekli olarak bilinir. Arıcılık ve bal üretimi Türkiye’de gelir sağlama veya hobi olarak yapılmaktadır. Bal arıları, bal, arı sütü, propolis, arı zehiri, arı poleni ve balmumu üretirler. Allerjik, enflamatuar ve enfeksiyöz hastalıkların her üçü de immünite ile ilgilidir. Allerji, çoğu kişinin kolaylıkla kabul edeceği bir allerjene karşı aşırı ve anormal immün yanıttır. Enflamasyon, canlı dokunun içsel veya dışsal hasara karşı dokuyu korumak veya iyileştirmek amacıyla verdiği yanıttır. Arı ürünlerinin antimikrobiyal, anti-enflamatuar, immünomodülatör, nöromodülatör, metabolik sendrom önleyici ve anti-aging özelliği gösterilmiştir. Bu çalışmada arı zehrine daha sık maruz kalan ve arı ürünlerine daha kolay ulaşan arıcılarda allerji, enflamatuar hastalık ve infeksiyon ilişkili durumların araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Bingöl İli Arı Yetiştiricileri Birliği’ne üye olan toplam 50 arıcı dahil edildi. Katılımcıların demografik özellikleri, arı ve ürünlerine maruz kalma-tüketme sıklığı ve miktarı sorgulandı. Araştırmacılar tarafından literatür eşliğinde allerji, enflamatuar hastalık ve enfeksiyon ilişkili parametrelerin sorgulandığı anket formu hazırlandı. Her iki anket formu yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak dolduruldu. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen arıcıların yaş ortalaması 47.84±11 (min:27-max:78) idi. Katılımcıların % 94’ü (n=47) erkek, % 6’sı (n=3) kadın idi. Katılımcıların hiçbiri obez değildi. Bilinen sistemik hastalık varlığı sorgulandığında % 4’ünde (n=2) tiroid patolojisi, % 6’sında (n=3) diyabet ve % 12’sinde (n=6) hipertansiyon olduğu tespit edildi. Olguların tamamının düzenli olarak süzme veya petekli bal, % 88’inin polen, % 50’sinin propolis, % 50’sinin arı sütü tükettiği öğrenildi. Arıcıların tamamı en az ayda bir kez arı sokmasına maruz kalmaktadır. Ayrıca arıcıların % 34’ünün kendini bilerek arıya sokturduğu öğrenildi. Sonuç: Arıcılık bir kapalı mekan aktivitesi olmaması, fiziksel hareketliliği gerektirmesi, batı tipi yaşam tarzına uzak olma ve doğa ile iç içe yaşama olanağı sunduğu için sağlığa olumlu katkıları olabileceğini düşünmekteyiz. Arıcıların bal dışındaki arı ürünlerine daha kolay ulaşmaları ve daha fazla tüketmelerinin allerjik, romatolojik ve enfeksiyöz hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesinde etkili olabileceği sonucuna varıldı.