Türk Medline
ADR Yönetimi
ADR Yönetimi

BAŞ AĞRISI İLE ÇOCUK NÖROLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ: TEK MERKEZ DENEYİMİ

CANAN ÜSTÜN, PINAR OZBUDAK, ELİF PERİHAN ÖNCEL, DENİZ MENDERES, BAHADIR KONUŞKAN

Düzce Tıp Fakültesi Dergisi - 2025;27(2):130-136

 

Amaç: Bu çalışmanın amacı, hem akut hem de kronik olguları göz önünde bulundurarak baş ağrısı ile başvuran çocukların klinik ve etiyolojik özelliklerini araştırmaktır. Primer ve sekonder baş ağrıları arasındaki ayrımı yaparak, altta yatan patolojilerin prevalansını değerlendirmek ve ileri tanı yöntemlerinin gerekliliğini belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2023 ile Ocak 2024 tarihleri arasında üçüncü basamak bir pediatrik nöroloji kliniğine başvuran 3-17 yaş arası 500 hastanın kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Veriler, yaş, cinsiyet, ağrı özellikleri, eşlik eden semptomlar, baş ağrısı alt tipleri, nörogörüntüleme bulguları ve tedavi bilgilerini içermekteydi. Baş ağrıları, Uluslararası Baş Ağrısı Derneği kriterlerine göre sınıflandırıldı. Bulgular: Hastaların %64,8’i (n=324) kadındı. Akut baş ağrısı 137 (%27,4) hastada, kronik baş ağrısı 363 (%72,6) hastada mevcuttu. Akut baş ağrılarının %56,2’sinde (n=77) sekonder nedenler, en sık sinüzit (%36,5, n=50) ve hipertansiyon (%12,4, n=17), belirlendi. Primer akut baş ağrıları arasında migren (%23,4, n=32) ve gerilim tipi baş ağrısı (%20,4, n=28) önde gelen tanılardı. Genel olarak, 500 hastada migren (%28,6, n=143) en sık tanı iken, bunu gerilim tipi baş ağrısı (%27,8, n=139) takip etti. Refraksiyon kusurları ve hipertansiyon %4,6 (n=23) oranında gözlendi. Ayrıca %0,8 (n=4) idiyopatik intrakranial hipertansiyon tanısı konuldu. Sonuç: Çocukluk çağı baş ağrılarının çoğu primer nedenlidir ve ayrıntılı öykü ve fizik muayene ile yönetilebilir. Ancak sinüzit, hipertansiyon ve nutrisyonel eksiklikler gibi sekonder nedenler ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır. Anormal bulguların varlığında nörogörüntüleme ve laboratuvar testleri önerilmektedir. Baş ağrısının etiyolojisini anlamak tanı, tedavi ve yaşam kalitesini iyileştirmeye katkı sağlayabilir.