Türk Medline
ADR Yönetimi
ADR Yönetimi

DEJENERATİF OMURGA CERRAHİSİNDE KAN TRANSFÜZYONUNU İŞARET EDEN FAKTÖRLER

MATTEO FOSCO, MARİA Dİ FIORE, STEFANO BORIANI

Journal of Turkish Spinal Surgery - 2012;23(3):205-212

Department of Oncologic and Degenerative Spine Surgery, Rizzoli Orthopaedic Institute, Bologna, Italy

 

Giriş ve amaçlar: Omurga cerrahisinde yüksek oranda kan kaybını dengelemek için sıklıkla allojen kan transfüzyonu kullanılır. Bu gereksinimi azaltmak için de otolog kan toplanması kullanılabilir. Son yıllarda birçok vertebra ameliyatında “interbody” füzyon teknikleri kullanılmakla birlikte, dejeneratif omurga cerrahisinde, özellikle de interbody füzyonlarla kan kaybı ve önlenmesi konusunda herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Materyal ve metod: On beş ayda bir omurga merkezinde gerçekleştirilmiş olan kırık birbirini izleyen cerrahi çalışmaya alındı ve dört grupta incelendi; laminektomi, laminektomi ve enstrümante posterolateral füzyon, laminektomi ve enstrümante posterolateral ve interbody füzyon, geniş enstrümante füzyon. Tüm hastaların verileri toplandı; yaş, cinsiyet, tanı, preoperatif hemoglobin düzeyi, otolog kan kullanımı, dekompresyon ve füzyon uygulanan seviye sayısı, cerrahi süresi, cerrahi tipi, hastanede kalış süresi. Bu veriler hangi parametrelerin allojen kan transfüzyonu konusunda belirleyici olabileceği açısından incelendi. Sonuçlar ve tartışma: Tek değişkenli analiz ile, hasta yaşı veya otolog kan bulundurulması ile transfüzyon arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı. Kadınlarda, düşük preoperatif Hb düzeyi olan hastalarda, uzun cerrahi girişimlerde, çok seviyede uygulanan cerrahilerde ve hastanede uzun kalan hastalarda transfüzyon olasılığının anlamlı olarak yüksek olduğu görüldü. Posterior enstrümante füzyon ve geniş enstrümante füzyon hastalarının da anlamlı olarak yüksek transfüzyon almış oldukları saptandı. Çoklu lineer regresyon modellemesi cinsiyet ve cerrahi uygulanan seviye sayısının kan transfüzyonunun belirleyici faktörleri olduğunu gösterdi.