HİCRAN ALTIN, GALİP AKHAN, BAHATTİN TUNÇ
Pamukkale Tıp Dergisi - 2024;17(4):644-652
Amaç: Demir eksikliği anemisi (DEA) olan ve olmayan bebeklerin beyin fonksiyonlarını beyin sapı işitsel potansiyelleri (BAEPs) ile elektrofizyolojik olarak değerlendirmek ve karşılaştırmaktır. Gereç ve yöntem: SDÜ Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı’nda takip edilen, yaşları 6-24 aylık, 26 DEA’lı olan ve 26 DEA’lı olmayan sağlıklı çocuğa BAEP testi uygulandı. Hemoglobin (Hb) değeri yaşına göre -2SD’nin altında olan çocuklar anemik olarak kabul edildi. DEA’lı tüm hastalara aç karnına 12 hafta boyunca 3 dozda 5 mg/kg/gün iki değerlikli demir glisin sülfat kompleksi verildi. Sedasyon için testten önce kloral hidrat (50 mg/kg/doz) oral olarak verildi. BAEP, 90dB, frekans 10 Hz ve 1000-2000 klik uyaranla kaydedildi. Bu test, DEA grubuna tedaviden önce ve sonra olmak üzere iki kez, kontrol grubuna ise 3 ay arayla iki kez uygulandı. Bulgular: DEA hastalarının 14’ünü (%53,8) erkekler, kontrol grubunun 16’sını (%61,5) kadınlar oluşturdu. DEA’lı hastaların yaş ortalaması 14,4±3,09 ay, kontrol grubu hastalarının yaş ortalaması ise 11,2±4,04 aydır. DEA’lı hastaların tedavi öncesi Hb, Hct, MCV, MCH, MCHC, transferrin satürasyon yüzdesi ve ferritin değerleri kontrol grubundan daha düşükken, trombosit ve RDW değerleri daha yüksektir (p<0,05). DEA’lı grubunun tedavi öncesi ile kontrol grubunun interpik latansları karşılaştırıldığında, DEA’lı grubun III-V interpik latansında uzama tespit edilmiştir (p=0,002). Kontrol grubunun ve DEA’lı grubun tedavi sonrası interpik latansları karşılaştırıldığında, interpik latans değerlerinde anlamlı fark tespit edilmedi p>0,05). DEA hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası I-III, III-V ve I-V interpik latans değerlerinde anlamlı fark tespit edildi (p<0,05). Sonuç: Demir eksikliği anemisinin işitsel sistemin fonksiyonel gelişimini etkilediği görülmektedir. Tedavi edilmeyen demir eksikliği anemisi, özellikle bebeklik döneminde, merkezi işitme sistemi üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir. Bu durum nöro-fonksiyonel yapıların maturasyonunda değişikliklere yol açabilir.