Türk Medline
Dokran

GÖZ İÇİ BASINCI YÜKSEKLİĞİ TESPİT EDİLEN HASTALARDA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?

TAYFUN ŞAHİN, YELDA BUYRU ÖZKURT

Boğaziçi Tıp Dergisi - 2019;6(2):49-53

Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Kliniği, Çorum

 

GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada göz içi basıncı yüksekliği tespit edilen hastalarda glokom tanısının konulabilmesi için sadece göz içi basıncını ölçmenin yeterli olmadığını belirtmek ve hastalara medikal tedavi başlanması için göz içi basıncı yüksekliği yanında objektif bazı testlerle (pakimetri, görme alanı testi, optik koherans tomografi, Heidelberg retina tomografisi gibi) tanının desteklenmesi gerekliliğinin vurgulanması amaçlandı. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya 725 hastanın 1450 gözü dahil edildi. Hastaların yaşları 35-83 aralığında idi. Muayenede ön ve arka segment biyomikroskobik muayene bulguları, göz içi basınçları ve cup/disk oranları kaydedildi. Göz içi basıncı ölçümleri Huvitz (HN-7000) marka pnömotik tonometre ile ölçüldü. Göz içi basıncı 21 mmHg üzerinde seyreden hastalar glokom şüphesi nedeniyle takibe alındı. Psödoeksfoliasyonu olan ve göz içi basıncı 21 mmHg üstü olan hastalara medikal tedavi başlandı. Diğer yüksek göz içi basıncı olan hastalar pakimetri, görme alanı, optik koherans tomografi, Heidelberg retina tomografisi tetkiklerinin yapılması açısından glokom birimince takibe alındı. BULGULAR: 725 hastanın 16’sında (%2.2) birer hafta ara ile alınan her iki ölçümde de göz içi basınçlarının 21 mmHg üzerinde çıkması sebebiyle bu hastalar glokom açısından ayrıntılı inceleme için glokom birimine yönlendirildi. On üç hastada ise ilk ölçülen göz içi basıncı 21 mmHg’nin üzerinde olmasına rağmen sonraki ölçülen göz içi basınçlarının normal seviyelerde seyretmesi nedeniyle bu hastalar sadece periyodik poliklinik takibine alındı. Psödoeksfoliasyonu olan 3 hastanın göz içi basıncı değeri 21 mmHg üzerinde tespit edildi ve bu hastalara antiglokomatöz tedavi başlandı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Göz içi basıncının ölçülmesi göz muayenesinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat göz içi basıncı yüksek çıkan hastaları glokom hastası olarak kabul etmek ve hemen medikal tedavi başlamak doğru bir yaklaşım değildir. Objektif testlerden (optik disk görüntüleme, retina sinir lifi analizi, görme alanı vb.) yararlanılarak tanının kesinleştirilmesi gereklidir. Hastalara bu şekilde glokom tanısı konulursa; gereksiz medikal tedaviden kaçınılmış olur.