Türk Medline
Dokran

HASTANEDE YATAN YAŞLILARDA BİLİŞSEL İŞLEVLERİN GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, DEPRESYON, ANKSİYETE VE KLİNİK DEĞİŞKENLERLE İLİŞKİSİ

AYŞE SEMRA DEMİR AKÇA, ÖZGE SARAÇLI, UFUK EMRE, NURAY ATASOY, SERDAR GÜDÜL, BANU ÖZEN BARUT, ÖMER ŞENORMANCI, M ÇAĞATAY BÜYÜKUYSAL, LEVENT ATİK, H TUĞRUL ATASOY

Nöropsikiyatri Arşivi - 2014;51(3):267-274

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye

 

Giriş: Yaşlı hastalardaki bilişsel bozulma, işlevsel kayıp için bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Bu işlevsel bozukluk; demans, depresyon, anksiyete veya medikal hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Bu çalışma; hastanede yatan yaşlı hastalarda bilişsel bozukluk sıklığını saptamak ve hastaların bilişsel durumları ile sosyodemografik değişkenler, günlük yaşam aktiviteleri, anksiyete ve depresyon arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel ve tanımlayıcı özellikteki bu çalışmanın örneklemi Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yatarak tedavi gören 65 yaş ve üstü 243 hastadan oluşmaktadır. Hastaları değerlendirmek için Sosyodemografik veri formu, Standardize Mini Mental Test (SMMT), Günlük Yaşam Aktiviteleri Ölçeği, Lawton- Brody Enstrumental Günlük Aktiviteler Ölçeği, Geriatrik Depresyon Ölçeği (GDÖ) ve Beck Anksiyete ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Hastaların 106’sı (%43,6) kadın, 137’si (%56,4) erkektir. Hastalar, SMMT 23/24 kesme puanına göre iki gruba ayrılmıştır. Bilişsel işlev bozukluğu; ileri yaş, kadın cinsiyet, düşük eğitim ve sosyo-ekonomik düzey, kırsal kesimde yaşayan hastalarda istatistik olarak anlamlı olarak daha sık bulunmuştur. Bilişsel işlev bozukluğu olan grubun temel ve yardımcı günlük yaşam aktivitelerinde ve beslenmelerinde daha çok sorun olduğu, anksiyete ve depresyon puanlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda, bilişsel yıkım ve GDÖ’ne göre olası depresyon sıklığı sırasıyla %56 ve %48 olmasına rağmen; hastaların sadece %10,5’inin daha önce psikiyatri doktoruna başvurduğu, %9.3’ünün psikiyatrik bir tedavi aldığı öğrenilmiştir. Sonuç: Bilişsel işlevler bozuldukça günlük yaşam aktiviteleri gerilemekte, beslenme bozulmakta ve bağımsız iş yapabilme kapasitesi olumsuz yönde etkilenmektedir. İleri yaş, kadın cinsiyet, düşük eğitim düzeyi ve sosyoekonomik düzey, kırsal kesimde yaşamak bilişsel işlevlerde gerileme ile yakından ilişkilidir. Yaşlılardaki bilişsel gerileme depresyon ve anksiyete ile de ilişkili olabilir. Çalışmamızın sonuçlarına göre; tıbbi hastalığı olan yaşlılardaki bilişsel sorunlar, depresyon ve diğer psikiyatrik sorunların fark edilmemesinin, yaşlı hastaların zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebileceği kanaatindeyiz. Yaşlı hastalarla karşılaşan tüm hekimlerin tarama testlerini kullanarak bilişsel yıkım ve depresyonu taraması önemlidir. (Nöropsikiyatri Arflivi 2014; 51: 267-274)