Türk Medline
Dokran

İMMÜNGLOBULİN A VASKÜLİTİ TANISI KONULMUŞ PEDİYATRİK HASTALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: TEK MERKEZ DENEYİMİ

MEHMET AKİF AĞIR, VİLDAN GÜNGÖRER, ALAADDİN YORULMAZ, ŞÜKRÜ ARSLAN

Genel Tıp Dergisi - 2021;31(4):385-390

SBÜ Konya Şehir Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, KONYA

 

Amaç: Bu çalışma çocukluk çağında en sık görülen vaskülit olan immünglobulin A vasküliti (IgAV;Henoch-Schönlein purpura) tanısıyla iç Anadolu yöresinde takip edilen çocuk hastaların klinik özelliklerini, laboratuvar değerlerini ve bunlar arasındaki istatistiksel ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmada Ekim 2016 ile Eylül 2018 tarihleri asında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Romatoloji polikliniğine, Çocuk acil servisine, Çocuk Sağlığı polikliniğine ve Çocuk Nefroloji polikliniğine başvurup IgAV tanısı alan hastaların verileri, otomasyon epikriz kayıtları ve poliklinik dosyalarının incelenmesi ile değerlendirildi. Yaşın, anne-baba yaşının, cinsiyetin, tanı aldığı mevsimin, vücut ağırlığının, boyun, laboratuvar değerlerinin sistem tutulumlarının, nüks ve semptomlar üzerine etkileri araştırıldı. BULGULAR: Çalışmamıza dâhil edilen hastaların erkek/kız oranı yapılan çalışmalara benzer şekilde 1,34 olarak bulundu. Başvuru mevsimleri incelendiğinde sonbahar ve kış aylarında tanı alan hasta sayılarının ilkbahar ve yaz aylarına göre belirgin fazla olduğu görüldü. Sistem tutulumu açısından dağılım incelendiğinde hastaların tamamında cilt tutulumu, %66’sında kas iskelet sistemi tutulumu, %51’inde gastrointestinal sistem (GİS) tutulumu, %15,5’inde böbrek tutulumu ve %8,7’sinde skrotal tutulum olduğu tespit edildi. İlk altı ay içinde hastaların %18,4’ünde nüks görüldü. Lökosit sayısı ve yaş arttıkça böbrek tutulumunun anlamlı şekilde arttığı bulundu (p<0,05). SONUÇ: IgAV’de geçirilen bir enfeksiyonun çoğunlukla tetiği çektiği, sonbahar mevsiminde daha sık görüldüğü, eklem ve cilt tutulumu başta olmak üzere diğer tüm sistemleri de tutabileceği, prognozunun kısa dönemde iyi olduğu ve vakaların çoğunluğunun sekelsiz bir şekilde iyileştiği görülmüştür. Lökositoz ve büyük yaş ile böbrek tutulumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.