Türk Medline
Dokran

KADINLARDA ERKEN DÖNEM UYUMSUZ ŞEMALAR VE DEPRESYON İLE İLİŞKİSİ

HACER BOLAT KONUKÇU, SERKAN AKKOYUNLU, M HAKAN TÜRKÇAPAR

Journal of Cognitive-Behavioral Psychotherapy and Research - 2013;2(2):98-105

 

Amaç: Şemalar işlevsel olmayan, bilişlerin, duyguların ve davranışların kaynağı olan derin bilişsel yapılardır. Depresyonda tetikleyici bir olay sonrasında aktive olurlar. Bu şemaların bir kısmına erken dönem uyumsuz şemalar denmektedir ki bunların erken travmatik ve olumsuz yaşam olayları sebebiyle geliştiği öne sürülmektedir. Ayrıca sadece kişilik bozuklukları ile ilgili olmayıp aynı zamanda duygudurum bozukluklarıyla da bağlantılı oldukları iddia edilmektedir. Bu çalışmada erken dönem uyumsuz şemalar ve kadınlardaki depresyon arasındaki ve erken dönem uyumsuz şema puanları ile depresyon şiddeti arasındaki ilişkiyi incelemeyi ve bunu depresyonu olmayan kontrol grubu ile karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Psikiyatri polikliniğine başvuran 40 kadın ve 30 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalara SCID-I uygulanarak tanıları kondu. Sosyodemografik verileri içeren bir form ile beraber Young Şema Ölçeği (YSQ) ve Beck Depresyon Envanteri (BDE) kullanılarak veriler elde edildi. Bulgular: Depresyondaki kadınların bir erken dönem uyumsuz şema skoru dışında (iç içe geçmişlik/gelişmemiş benlik) tüm şema skorları kontrollerden yüksek olarak bulundu. BDE skorları hem şemalar hem de şema alanları ile korele bulundu ama bu korelasyon kontrol grubunda daha güçlü idi. İki grup arasındaki şema skorları ortalamalarındaki en büyük fark duygusal yosunluk, karamsarlık, terk edilme ve kararsızlık ve de başarısızlık şemaları arasında bulunmuştur. Sonuç: Tüm erken dönem uyumsuz şemalar kesitsel olarak depresyonla ve bazıları da depresyon şiddeti ile ilişkilidir fakat şiddet için olan bu ilişki kontrollerde daha güçlüdür. Bu EMS’lerin kararlı ve duygudurum değişikliklerinden bağımsız yapılar olduğuna işaret ediyor olabilir. Her ne kadar kadınlarda tüm şemalar depresyon ile ilişkili olsa en güçlü ilişki duygusal yoksunluk ile olabilir. Bu şema Beck’in sevilmeme temel inancı ya da sosyotropi kişilik boyutları ile bir oranda örtüşme gösteriyor olabilir (Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi 2013; 2: 98-105).