Türk Medline
ADR Yönetimi
ADR Yönetimi

KOLON KANSERİNDE LENFOVASKULER VE PERİNORAL INVAZYONUN PROGNOSTİK ONEMİ

CEMİL YÜKSEL, SERDAR ÇULCU, AFİG GOJAYEV, SALİM DEMİRCİ, ALİ EKREM ÜNAL

Acta Haematologica Oncologica Turcica - 2021;54(2):166-174

SBU Dr Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Cerrahi Onkoloji Kliniği

 

GİRİŞ ve AMAÇ: Kolon kanseri tüm dünyada en sık görülen maligniteler arasındadır. Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında 4. Sıradadır. Lenfovasküler invazyon (LVI), küçük lenfatik veya kan (tipik olarak venöz) damarların tümör tarafından tutulması iken perinöral invazyon (PNI) ise sinirlerin ve sinir kılıflarının içinde, çevresinde ve boyunca tümörün büyümesidir. Çalışmamızda LVI ve PNI’nın kolon kanserli hastalarda prognoz, tümör evresi ve lenf nodu metastazına etkisi araştırdık. YÖNTEM ve GEREÇLER: Şubat 2013 - Ocak 2020 tarihleri arasında kolon kanseri nedeniyle opere edilen hastaların verileri retrospektif olarak inceledi. Hastaların ameliyat ve patoloji raporları, demografik özellikleri, genel sağkalımları incelendi. BULGULAR: 248 hasta kolon kanseri nedeniyle opere edildi. 120 hastada LVI, 105 (41.9%) PNI hastada vardı. Grade, lenf nodu pozitifliği, LVI, PNI, T ve N evrelerinin sağkalımla ilişkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş olup sırasıyla p değerleri: 0.028, <0.001, <0.001, <0.001, 0.005 ve <0.001’dir. LVI ve PNI’nin diğer faktörlerle ilişkisi incelendiğinde, T ve N evresi, metastatik lenf nodu ve sağkalım süresi açısından her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu gösterilmiştir. (p <0, 001) TARTIŞMA ve SONUÇ: LVI ve PNI varlığı özellikle erken evre hastalarda prognozun, lenf nodu metastazının bir belirleyici olmasından dolayı; LVI ve PNI pozitif olan hastaların yakın izlemin, adjuvan tedavi için multidisipliner konseyde değerlendirilmenin prognoza olumlu etkilerinin olabileceğini düşünmekteyiz.