BÜLENT ÇAPAR, SERHAT BÜLBÜL, İ TEOMAN BENLİ, MUSTAFA GÜLER, SELÇUK ÇAMUŞCU
Journal of Turkish Spinal Surgery - 2013;24(1):3-12
Skolyoz ile konjenital kalp hastalığı birlikteliği uzun yıllardır çok iyi bilinmektedir. Konjenital kalp hastalığı olanlarda skolyoz görülme insidansı % 4.2 olarak bildirilmiştir. Cerrahiye gidenlerde bu oran yükselmektedir ve torakotominin gelişimsel skolyoza yol açtığı konusunda görüşler mevcuttur. Bu çalışmada, bu görüşlerin doğruluğunu test etmek üzere cerrahiye gitmiş ve gitmemiş 0-10 yaş arası ve erişkin yaştaki konjenital kalp hastalığı olan hastalarda skolyoz prevalansı araştırılması amaçlanmıştır. Konjenital kalp hastalığı tanısı almış 356 hasta bu çalışmaya dâhil edilmiştir. Bu hastalardan 226 adedi 0-10 yaş arasında olup ortalama yaşları 3.6 ± 5.1, kız/erkek oranı 111/115’dir. Geri kalan 130 hasta, 20 ile 76 yaş arasında olup yaş ortalaması 48.9 ± 22.8 ve kadın/erkek oranı 49/81’dır. Hastaların geriye dönük olarak, PA akciğer grafileri değerlendirilmiş, radyolojik alana giren servikotorasik, torasik bölgelerinde omurga deformitelerinin olup olmadığı incelenmiştir. Her iki grupta ayrı ayrı skolyoz prevalansı hesaplanmıştır. Ayrıca operasyon olup olmamasına göre prevalans farkı olup olmadığı araştırılmıştır. Bu çalışmada konjenital kalp hastalığı tanısı alan 356 hastada, tüm hastalar dâhil edildiğinde skolyoz prevalansı % 7.30, 0-10 yaş arası çocuklarda % 6.64, erişkinlerde % 8.46 olarak bulunmuştur. Çocukluklarında konjenital kalp hastalığı nedeniyle opere edilen hastalarda prevalansın sadece erişkinlerde skolyoz prevalansının artışına sebep olmaktadır. Bu durum torakotominin özellikle 10 yaş sonrası skolyoz gelişimine etkide bulunduğunu düşündürmektedir. Bu çalışmanın verileri ışığı altında, konjenital kalp hastalığı olan hastaların skolyoz grafilerini çekilmesi ve bu yönde takip edilmelerinin, skolyozu olan hastaların ise özellikle opere edileceklerse ayrıntılı kardiyak muayene ve incelemelerden geçirilmelerinin çok önemli olduğu fikri elde edilmiştir.