Türk Medline
Dokran

MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALARDA DEPRESİF BELİRTİ ŞİDDETİ, ÜSTBİLİŞLER VE OBSESİF İNANIŞLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER

BEGÜM ESER, ESEF ERCÜMENT YERLİKAYA

Journal of Cognitive-Behavioral Psychotherapy and Research - 2022;11(1):21-30

Toros Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Mersin, Türkiye

 

Bu çalışma, majör depresif bozukluk (MDB) ile üstbilişler ve obsesif inanışlar arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, depresyonda hangi üstbilişlerin ve obsesif inanışların yoğun olduğunu belirlemek de amaçlar arasındadır. Araştırma, MDB tanısı alan 50 ve kontrol grubu olan 45 katılımcı ile yapılmıştır. Klinik ve kontrol grubu, yaş ve cinsiyet açısından benzeşmektedir. Klinik ve kontrol grupları arasındaki farkları daha açık şekilde temsil etmesi amacıyla, depresyon puanları 17’den yüksek olan kişiler klinik gruba alınmıştır. Araştırmadaki tüm katılımcılar Beck Depresyon Envanterini (BDE), Obsesif İnanışlar Ölçeğini (OİÖ-44), Üstbilişler Ölçeğini (ÜBÖ-30) ve katılımcıların kişisel bilgilerini içeren Kişisel Bilgi Formunu yanıtlamışlardır. Yapılan analizler sonucunda, tüm obsesif inanışların ve olumlu inanışlar hariç (p=-0,59) tüm üstbilişsel inanışların, kontrol grubuna kıyasla klinik grupta daha yoğun olduğu bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca üstbilişsel inanışlardan olan olumlu inanışlar haricindeki (p=0,711) tüm obsesif ve üstbilişsel inanışların depresyon şiddetiyle ilişkili olduğu bulunmuştur (p<0.05). Üstbilişsel inanışlardan biri olan ‘bilişsel güven’ ile obsesif inanış alanlarının hiçbiri arasında anlamlı ilişkiler bulunmamıştır (p>0.05). Buna ek olarak, üstbilişsel inanışlardan ‘olumlu inanışlar’ ile obsesif inanış alanlarından ‘düşüncelere önem verme/düşünceleri kontrol etme’ arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (r=.15, p=0,138). İki ölçeğin diğer alt ölçekleri arasında ise pozitif yönde ve anlamlı korelasyonlar bulunmuştur (p<0.05). Bu çalışmada, depresyon hastalarının obsesif inanışlarının ve üstbilişlerinin sağlıklı kişilere göre daha yoğun olduğu saptanmıştır. Ayrıca bulgular, bu bileşenlerin büyük ölçüde ilişkili olduğunu göstermektedir. Elde edilen sonuçlar, depresyonun üstbilişsel modeli ve klinik psikoloji alan yazın bulgularıyla uyumluluk göstermektedir.