Türk Medline
Dokran

MORFEALI HASTALARDA LOKALİZE SKLERODERMA KUTANÖZ DEĞERLENDİRME ARACI VE KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİ

YILDIZ GÜRSEL ÜRÜN, ELİF USTURALI KESKİN

Türkderm-Türk Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi - 2022;56(3):93-102

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deri Ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı, Edirne

 

Amaç: Lokalize skleroderma olarak da bilinen morfea, dermiste ve bazen subkütan dokuda enflamasyon ve skleroz ile seyreden, nadir görülen, otoimmün bir deri hastalığıdır. Laboratuvar bulguları, görüntüleme yöntemleri ve histopatolojik özellikler tanıyı kolaylaştırmakla birlikte hastalığın şiddeti hakkında yeterince bilgi vermemektedir. Hastalığın klinikopatolojik özellikleri ile şiddeti arasındaki ilişki nadir olarak gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı morfealı hastaların klinik ve histopatolojik özelliklerini ve tedavi yanıtlarını gözden geçirmek ve bu özelliklerle hastalık aktivite ve hasar skorlarını karşılaştırmak ve klinik bulgular dışında hastalık şiddetini değerlendirmek için yeni araçlar geliştirmektir. Ayrıca Lokalize Skleroderma Kutanöz Değerlendirme Aracının klinik pratikte uygulanabilirliği de değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, histopatolojik olarak morfea tanısı doğrulanmış, en az altı ay düzenli takip edilen, tedavi başlangıcında ve bitiminde Modifiye Lokalize Skleroderma Deri Şiddet İndeksi (mLoSSİ), Lokalize Skleroderma Deri Hasar İndeksi (LoSDİ), Doktorun Global Değerlendirmesi Aktivitesi (PGA-A) ve Doktorun Global Değerlendirmesi Hasarı (PGA-H) hesaplanmış olan 41 hastanın mevcut verileri gözden geçirilerek tasarlanmıştır. BULGULAR: Morfea alt tipleri arasındaki karşılaştırmada, yüzeyel tip morfealı hastaların papiller dermisinde ve plak tip morfealı hastaların alt retiküler dermisinde anlamlı olarak daha fazla skleroza sahip oldukları görüldü (p<0,05). Antinükleer antikor (ANA) pozitifliği ve troid otoantikorlarının yükseliği ile tedavi başlangıç mLoSSI, LoSDI, PGA-A ve PGA-H skorları karşılaştırıldığında anlamlı bir korelasyon bulunamadı. Başlangıç mLoSSI ve LoSDI skorları göz önüne alınarak oluşturulan alt gruplar arasında anlamlı bir histopatolojik farklılık gözlenmedi. SONUÇ: Morfealı hastaların takip ve tedavisinde mLoSSI, LoSDI, PGA-A ve PGA-D skorları başarılı bir şekilde kullanılabilmekle birlikte, pozitif ANA, yüksek tiroid otoantikor düzeyleri ve histopatolojik özellikler arasında bir ilişki bulunamadı.