Türk Medline
ADR Yönetimi
ADR Yönetimi

PANİK BOZUKLUKLA İLİŞKİLİ NÖROGÖRÜNTÜLEME BULGULARI: KISA BİR DERLEME

DİLARA KAZANCI, SEREN SALTOĞLU, EMEL ERDOĞDU

Klinik Psikoloji Dergisi - 2022;6(3):406-415

Department of Clinical Psychology, Işık University, İstanbul, Turkey

 

Panik bozukluk (PB), hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, beklenmedik ve tekrarlayan panik ataklar ve kontrolü kaybetme kaygısıyla tanımlanmaktadır. Nörogörüntüleme teknikleri, beyinde panik bozuklukla ilişkili yapısal ve fonksiyonel değişimlerin altını çizerek PB ile ilgili mekanizmaların anlaşılmasında önemli araçlar haline gelmiştir. Güncel araştırmalar PB hastaları ve sağlıklı kontroller arasındaki önemli nöral farklılıkları MRI, PET, SPECT ve EEG gibi yöntemlerle aydınlatmaktadır. Ancak PB patolojisini çok boyutlu olarak anlayabilmek için gerçekleştirilen araştırmalardan elde edilen sonuçların tartışılmasına ihtiyaç vardır. Olası hedef bölgelerin tanımlanması ileride daha etkili tedavi ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesine olanak verecektir. Bu makalede PB ile ilişkili nörogörüntüleme bulguları derlenmiştir. Alanyazın taramasına 2012 ve 2021 yılları arasında yayınlanmış ve 18 yaşından büyük katılımcıların yer aldığı PB ile ilişkili nörogörüntüleme çalışmalarının bulguları dahil edilmiştir. Araştırma PubMed, Web of Science ve PsycINFO’da nörogörüntüleme teknikleri için (örn., fMRI, PET, EEG, fNIRS) ve “panik”, “anksiyete” ve "panik bozukluk” gibi PB ile ilişkili anahtar kelimelerin taranmasıyla gerçekleşmiştir. Komorbid durumları olan hastaları içeren (örn., depresyon ve panik bozukluk tanısı olan), 18 yaşından küçük ergen ve çocuklarla yapılmış, 2012 yılından öncesine ait çalışmalar araştırmaya dahil edilmemiştir. Derlemede toplamda içleme kriterlerini karşılayan 20 çalışmaya yer verilmiştir. Birçok çalışma, hipokampal ve talamik bölgeler, frontal, oksipital, temporal lop, amigdala, anterior singulat korteks ve insula ile ilişkili bölgelere işaret ettiği gibi, PB hastalarında ’korku ağı modeli’ olarak sunulması önerilen beyin bölgelerinde anlamlı yapısal ve fonksiyonel değişikliklere işaret eden çalışmalar da bulunmaktadır. Sonuç olarak çalışmalardan elde edilen bulgular, çeşitli tedavilerin, hastaların yaşam kalitesini anlamlı ölçüde yükseltecek şekilde PB’den etkilenen bölgelerde faydalı olduğunu göstermiştir.