Türk Medline
Dokran

PROSTAT KANSERİNDE FOKAL TEDAVİ GELECEKTE STANDART TEDAVİLERİN YERİNİ ALABİLİR Mİ?

SAADETTİN Y ESKİÇORAPÇI, CİHAN TOKTAŞ

Bulletin of Urooncology - 2011;1(2):56-62

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji AD, Denizli

 

PSA kullanımının yaygınlaşması küçük hacimli, düşük dereceli ve organ sınırlı prostat kanserlerinin sayısında önemli bir artışa yol açmıştır. Aktif izlemin de bu grup hastalarda giderek popülerize olduğu günümüzde fokal terapi gibi organ koruyucu tedaviler seçilmiş hasta gruplarında iyi bir seçenek olabilir. Bu yüzden fokal terapiler(HIFU, CSAP vs.) seçilmiş vakalarda ilgi çekici bir tedavi stratejisi olarak gelişimini sürdürmektedir. Fokal tedavinin amacı radikal tedaviye bağlı yan etkilerden korunarak minimal morbidite ile uzun süreli kanser kontrolü sağlamaktır. Fakat fokal tedaviler için uygun seçim kriterleri henüz netleşmemiştir. Fokal tedavide tanı amaçlı kullanılan haritalandırma biyopsi protokolleri, görüntüleme yöntemleri ve biyokimyasal belirteçler gibi tanısal yöntemler fokal tedavinin etkinliğinin arttırılması için kullanılmaktadır. Bu tekniğin dezavantajları ise prostat kanserinin net olarak evre ve derecelendirmesinin yapılamaması, tedavi edilmeyen kanser odaklarının doğal seyrinin tam olarak bilinmemesi, takipteki zorluklar ve diğer tedavi yöntemleriyle henüz karşılaştırılamamasıdır. Fokal tedavi konusundaki ilk tecrübeler olumlu ve cesaret vericidir fakat çalışmaların dizaynları ve hasta sayılarının yetersizliği bu konudaki yetersizliklerdir. Fokal tedavi cesaret verici bir tedavi alternatifidir ve zaman içinde düşük riskli ve iyi seçilmiş prostat kanseri hastaları için değerli bir tedavi seçeneği haline gelebilir. Fakat fokal tedavinin klinik pratikte daha fazla kullanılması için prospektif klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.