Türk Medline
Dokran

SEMPTOMATİK DERMOGRAFİZMLİ HASTALARDAKİ TEDAVİ YANITLARININ ÖNERİLEN ÖLÇEKLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ

PELİN KUTEYLA CAN, EMEK KOCATÜRK

Türkderm-Türk Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi - 2019;53(4):135-139

Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dermatoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye

 

Amaç: Kronik indüklenebilir ürtiker’in en sık rastlanan tipi olan semptomatik dermografizm (SD), hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ve yine hastaların önemli bir bölümünde ileri tedavi yaklaşımları gerektiren bir hastalıktır. Tedaviye ikinci kuşak (İK) H1 antihistamin (AH) ile başlanması ve kronik spontan ürtikerdeki algoritmanın uygulanması önerilmektedir. Ancak AH’lerin ve omalizumabın SD’deki etkinliğini değerlendiren az sayıda klinik çalışma vardır. Bu çalışmada, SD’li olgulardaki tedavi yanıtları, hasta ve hekim değerlendirme ölçütleri kullanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif gözlemsel çalışma, SD’si olan elli sekiz hastayı içermektedir. Tedavi yanıtları 0., 4., 8., 12. ve 24. haftalarda ürtiker kontrol testi (ÜKT), hastanın global hastalık şiddeti değerlendirmesi, hekimin hastalık kontrolünü global değerlendirmesi ve dermatoloji yaşam kalitesi indeksi (DYKİ) ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 36, 9±12, 38 (17-72) olan elli sekiz hasta (40 kadın ve 18 erkek) dahil edildi. Hastaların ortalama hastalık süresi 31, 8±46, 22 ay idi. Hastaların 15’i (%43, 1) tek doz İK-AH’lere yanıt verirken, 25’i (%43, 1), İK-AH’lerin doz artırımına veya kombinasyonuna yanıt verdi. Tedavi cevapları artmış ÜKT skorları, hekimin hastalık kontrolünü global değerlendirmesi (p<0, 001) ve azalmış DYKİ skorları ile azalmış hastanın global hastalık şiddeti değerlendirmesi (p<0, 001) ile doğrulandı. On sekiz hasta AH’lere dirençli olarak saptandı ve bu hastalara omalizumab tedavisi uygulandı. Hastaların omalizumab tedavisi ile toplam yanıt oranları 24. haftada %86, 2’ye yükseldi. Sonuç: SD hastalarının üçte biri AH’lere dirençli olup, omalizumab gibi üçüncü basamak tedaviler gerektirebilmektedir.