Türk Medline
Dokran

SIKINTIYA DAYANMA DÜZEYİ KRONİK SPONTAN ÜRTİKERİN ŞİDDETİ İLE İLİŞKİLİ OLABİLİR Mİ?

NEŞE GÖÇER GÜROK, MEHMET GÜRKAN GÜROK, SAVAŞ ÖZTÜRK

Türkderm-Türk Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi - 2022;56(4):178-182

Fethi Sekin Şehir Hastanesi Dermatoloji Kliniği, Elazığ, Türkiye

 

Amaç: Kronik spontan ürtiker (KSÜ) eritemli, kaşıntılı kabarıklıklar, anjiyoödem ya da her ikisinin birlikte altı haftadan uzun görülmesiyle karakterize ve sık karşılaşılan bir hastalıktır. Etiyolojisi tam olarak aydınlatılmamıştır. Bu çalışmada KSÜ hastalarının sıkıntıya dayanma tolerans (DT) düzeylerini ve bunun klinik parametreler ve diğer ruhsal semptomlarla ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya eşlik eden başka herhangi bir hastalığı olmayan toplam 52 KSÜ hastası ve benzer sosyo-demografik özellikleri olan 50 sağlıklı kişi dahil edildi. Hasta grubunda hastalık şiddetini değerlendirmede ürtiker aktivite skoru 7 (ÜAS7) kullanıldı. Her iki grup da Sosyo-demografik ve Klinik Bilgi Formu, Sıkıntıya Dayanma Ölçeği (SDÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Durumluk ve Sürekli Kaygı Puanları ile değerlendirildi. Hasta ve kontrol grubunda kullanılan psikiyatrik ölçekler arasında istatistiksel farklılık olup olmadığı ve hasta grubunda ÜAS7 ile ölçekler arasındaki korelasyon varlığı incelendi. BULGULAR: Hasta ve kontrol grupları arasında sosyo-demografik açıdan fark bulunmamaktaydı. Sıkıntıya dayanma ölçeği total ve alt ölçek puanlamalarında hasta ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar vardı. SDÖ total, tolerans, öz yeterlilik puanı ve SDÖ regülasyon puanlarının tamamı hasta grubunda istatistiksel olarak daha düşük bulundu (sırasıyla; p<0,001, p<0,001, p=0,002, p=0,02). Hasta grubunda BDÖ (p<0,01) ve anksiyete puanları (durumluk p<0,001 ve sürekli p=0,002) da kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti. Ayrıca UAS7 ile diğer tüm ölçekler arasında pozitif korelasyon vardı. SONUÇ: Psikolojik bozukluklar KSÜ hastalarında sık görülür ve hastalık seyri ile karşılıklı bir etkileşime sahiptir. Bu etkileşim iyi bilinmesine rağmen KSÜ hastalarına multidisipliner açıdan nasıl yaklaşılacağı net değildir. Çalışmamızda, sıkıntıya dayanma eşiğinin KSÜ hastalarında büyük ölçüde azaldığını, hastalık şiddeti ile ruhsal semptomlar arasında pozitif korelasyon olabileceğini belirledik. Sonuç olarak, sıkıntıya DT’nin KSÜ hastalarında psikoterapide ele alınabileceğini ve yalnızca tedavi açısından değil, hastalık şiddeti yönünden de yararlı bir ölçüt olabileceğini düşünüyoruz.