Türk Medline
Dokran

TESTİS TORSİYONU: 7 YILLIK KLİNİK DENEYİMİMİZ

VOLKAN ŞEN, İBRAHİM KÜÇÜKTÜRKMEN, TARIK YONGUÇ, İBRAHİM HALİL BOZKURT, ÖZGÜ AYDOĞDU, SALİH POLAT, İSMAİL BASMACI, DENİZ BOLAT

Ortadoğu Tıp Dergisi - 2015;7(3):127-130

İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği, İzmir

 

Amaç: Biz bu çalışmada kliniğimizde testis torsiyonu ön tanısıyla opere edilmiş olan hastalarımızın sonuçlarını retrospektif olarak değerlendirdik. Yöntem ve Gereçler: Ocak 2008 ile Şubat 2015 yılları arasında testis torsiyonu ön tanısıyla opere edilen toplam 53 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar torsiyon süresine göre 2 gruba ayrıldı. Torsiyon süresi 12 saatten az olan hastalar grup 1, 12 saatten fazla olan hastalar ise grup 2 olarak adlandırıldı. Grup 1; 35 hastadan oluşurken, grup 2’ de 18 hasta mevcuttu. Gruplar demografik verilere, orşiektomi oranlarına ve postoperatif doppler ultrasonografi sonuçlarına göre karşılaştırıldı. Bulgular: Grup 1 ve grup 2’nin yaş ortalamaları sırasıyla 24,4±2,0 yıl ve 20,2±2,2 yıl idi ve her iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.197). Grup 1’ de 5 (%14) hastaya, grup 2’de ise 8 (%44) hastaya orşiektomi yapıldı, orşiektomi oranları grup 2’ de anlamlı derecede fazlaydı (p=0.022). Medikal kayıtlardan 53 hastanın 40 (grup 1=30, grup 2=10) tanesinde postoperatif 1. ay kontrol skrotal doppler ultrasonografisine ulaşılabildi. Kontrol skrotal doppler ultrasonografi sonuçlarına göre grup 1’de sadece 1(%3,4) hastada kanlanma azalması mevcutken grup 2’de 9 (%90) hastada kanlanma azalması mevcuttu (p<0.001). Sonuç: Ürolojik acillerin başında gelen testis torsiyonlarında tanı olabildiğince erken konulmalı ve hastalar bir an önce detorsiyone edilmelidir. Özellikle 12 saatten sonra başvuran hastalarda orşiektomi oranları artmakta; detorsiyon uygulansa dahi testiküler kanlanmada ciddi azalma gelişirken testiküler atrofi oranlarında artış gözlenmektedir.