Türk Medline
Dokran

TİP 2 DİABETES MELLİTUSLU ATOPİK HASTADA DAPAGLİFLOZİN KAYNAKLI VULVOVAJİNİT

NARİN NASIROĞLU İMGA, MERVE ÇATAK, DİLEK BERKER

Endocrinology Research and Practice - 2018;22(3):213-216

Sağlık Bilimleri University Ankara Numune Education and Research Hospital, Department of Endocrinology and Metabolism, Ankara

 

Dapagliflozin, sodyum-glukoz kotransporter reseptör-2 inhibitorü olarak adlandırılan yeni geliştirilmiş bir oral antidiyabetik ajan olup; glisemik kontrolü, glukozun böbreklerden geri emilmesini inhibe edip glukozürik etki göstererek sağlamaktadır. Tip 2 diabetes mellitus seyrinde üriner ve genital enfeksiyonlar sıklıkla görülmektedir. Vulvovajinal kandidiyaz vajinal vestibüler alanın infeksiyonu ile karakterizedir. Çalışmamızda dapagliflozin kullanımı ile ilişkili bir vulvovajinal kandidiyaz olgusu sunulmaktadır. Kırk sekiz yaşındaki, sekiz yıllık Tip 2 diabetes mellitus öyküsü olan kadın hasta polikliniğimize kabul edildi. Öz geçmişinde atopik dermatit öyküsü mevcuttu. Hemoglobin A1c %7, 8 idi. Metformin ve sülfonilüre tedavisi almakta iken tedavisine günlük dapagliflozin 10 mg eklendi. Dapagliflozin tedavisinin 12. gününde vulvovajinal pruritus şikâyeti olup, bundan üç gün sonra şikâyetlerinde artış meydana geldi. Fizik muayenesinde, genitoüriner alanın vulvar, vajinal ve perineal bölgelerinde geniş eritem saptandı. Vajinal kültüründe Candida albicans üremesi saptanıp, vulvovajinal kandidiyaz tanısı konuldu. Topikal klotrimazol ile vulvovajinal kandidiyazis tedavisi yapıldı. Ancak, tedavi başladıktan üç gün sonrasında klinik bulgularında kötüleşme olması üzerine dapagliflozin tedavisi kesildi. Topikal klotrimazol tedavisine devam edildikten sonra vulvovajinal kandidiyazis belirti ve bulguları geriledi. Optimal genital ve metabolik iyileşmeyi sağlamak için vulvovajinal kandidiyazisin uygun tanı ve tedavisi şarttır. Vulvovajinal kandidiyazis için potansiyel risk taşıyan atopik hastalarda ilaç bıraktırmanın yararlı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.