MUHARREM ATLI, SEMA ÇETİN, SERPİL OGUZTUZUN, KAYHAN BAŞAK, GİZEM KAT ANIL, SEDAT AYDIN, FİLİZ KARDİYEN, MEHMET GÖKHAN DEMİR, CAN YILMAZ
Southern Clinics of Istanbul Eurasia - 2024;35(2):191-195
GİRİŞ ve AMAÇ: Tükürük bezi tümörlerinin çok sayıda tanısal, biyolojik ve histolojik belirtileri vardır; bunların her biri tanı, tedavi ve tümörlerin kategorize edilmesi açısından zorluklar oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, benign ve malign tükürük bezi tümörlerinde Bcl-2, kaspaz-3 ve GSTP’nin immünohistokimyasal ekspresyonlarını incelemek ve çeşitli klinikpatolojik değişkenlerle nasıl bağlantıları olduğunu değerlendirmektir. YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmaya benign ve malign tükürük bezi tümörü tanısı almış, formalinle tamponlanmış ve parafine gömülü dokulardan oluşan 61 vaka dahil edilmiştir. İmmünohistokimya boyama işlemi, poliklonal anti-Bcl-2, anti-aspaz-3 ve anti-GSTP antikorları kullanılarak üreticinin tavsiyelerine göre gerçekleştirildi. BULGULAR: Ortalama tümör çapı ile Bcl-2 ekspresyonu arasındaki korelasyonun istatistiksel olarak anlamlı olduğu gösterilmiştir (rs=0.258, p<0.05). Bcl-2 ve kaspaz-3 (rs=0.66, p<0.01), Bcl-2 ve GSTP (rs=0.61, p<0.01), kaspaz-3 ve GSTP (rs=0.73, p<0.01) ekspresyon düzeyleri tümör tipleri ile karşılaştırıldığında, pleomorfik adenoma tümör dokularında ekspresyon düzeyleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunmuştur. Pleomorfik adenom, adenoid kistik karsinom ve mukoepidermoid karsinomlu dokularda Bcl-2 ekspresyonu en yüksek boyanma yoğunluğuna sahipken, GSTP ekspresyonu en düşük boyanma yoğunluğuna sahipti. TARTIŞMA ve SONUÇ: Apoptoza dirençli tükürük bezi tümörlerinin yüksek düzeyde Bcl-2 ekspresyonuna sahip olduğu sonucu çıkarılabilir. Tümör çapı ve yüksek Bcl-2 ekspresyonu arasındaki pozitif korelasyon, tükürük bezi tümörlerinde kötü prognoza neden olabilir.